Öncelikle başta başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk ve ebediyete intikal etmiş tüm öğretmenlerimizi saygı ve rahmetle yâd ederken ruhları şad, mekânları cennet olsun. 

     "Geçmişi anlatan, şimdiyi yaşatan ve geleceği tanıtan." dahi "Ateş denizinde mumdan gemisini yüzdüren" öğretmen arkadaşlarım,

     Her mesleğin araç-gereci, kaynağı ve uygulama sahası vardır. Her meslek erbabı elindeki kaynak ve araç-gereçlerle ortaya çeşitli ürünler koyar. Bizim mesleğin kaynağı da araç-gereci de ilmimiz; bu ilimin ortaya çıkardığı ürünlerse her anlamda iyi yetişmiş öğrencilerimizi.

     Geçmişle gelecek arasında bir köprü vardır ve bu köprü öğretmenler sayesinde kurulur.  Tarih ve kültür mirasımızın geleceğe taşınması biz öğretmenlerin ait olduğu millete en büyük borcudur. Milletimizin tarih imbiğinden asırlarca damıtarak biriktirdiği maddi ve manevi değerlerimiz, hızla küresel erezyona uğramakta, bu milletin değerleri yine bu milletin evlatları tarafından terk edilmektedir. Maziden güç almadan yetişen bir atinin, ne kadar bu topraklara ait olacağı, ne kadar bu toprağa hizmet edeceği malumdur. Bize ve bizden olana yabancılaşan bir nesil yetişmemesi için de gereken tabirleri almak yine bizlere düşmektedir.

      Bir harf yükü bir dağ yükü gibidir. Bir harf için kırk yıl köle olunuyorsa elbette ki bir harfin yükü bir dağa eşdeğerdir. Harfle sembolleşen ilimdir, irfandır, erdemdir. Medeniyet de işte bu harfte gizlidir. Medeniyetin bütün yükü bir harfin omuzlarındaysa yine medeniyet bu harfi taşıyanların sırtındadır. O yüzden, sırtınızdaki yük sandığınızdan ağırdır.

     Hepinizi bu anlamlı günümüzde saygıyla selamlıyor ve öğretmenler gününüzü en içten dileklerimle kutluyorum.